Çin, Dünyanın En Büyük Hidroelektrik Barajını İnşa Ediyor
Çin, şimdiye kadar inşa edilen en büyük hidroelektrik barajın yapımına resmen başladı. Bu yeni “mega baraj”, hem boyut hem de enerji üretimi açısından dünyanın en güçlü barajı olan Üç Boğaz Barajı’nı (Three Gorges Dam) geride bırakmaya hazırlanıyor.
Baraj, Tibet Özerk Bölgesi’nde yer alan Yarlung Tsangpo Nehri’nin alt kesimlerinde yükseliyor. Projenin temel atma töreni 19 Temmuz’da, barajın bir bölümünün geçeceği Nyingchi şehrinde Çin Devlet Başkanı Li Qiang’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Beş aşamalı bir hidroelektrik santral olarak tasarlanan bu yapı, yılda yaklaşık 300 milyar kilovatsaat elektrik üretme kapasitesine sahip olacak. Bu miktar, Üç Boğaz Barajı’nın yıllık 111,8 milyar kilovatsaatlik üretiminin neredeyse üç katı. Bazı uzmanlara göre, bu kadar büyük bir su kütlesi Dünya’nın dönüş hızını dahi etkileyebilir.
Elde edilecek enerjinin büyük bir kısmı, Tibet dışında kalan Çin bölgelerine aktarılacak.
Hidroelektrik santraller, akan suyun kinetik enerjisini kullanarak türbinleri döndürüyor ve bu hareket, jeneratörler aracılığıyla elektriğe dönüştürülüyor. Fosil yakıtların aksine hidroelektrik, karbon salımı yapmayan, yenilenebilir ve çevre dostu bir enerji kaynağı olarak öne çıkıyor.
Çin medyası da bu projeyi, ülkenin “yeşil ve düşük karbonlu enerjiye geçişinde büyük bir adım” olarak nitelendiriyor. Ayrıca barajın çevresinde kurulacak izleme ağlarının, doğa ve insan uyumunu güçlendirmesi hedefleniyor.
Ekolojik ve Jeopolitik Endişeler
Baraj inşası, Çin’in yenilenebilir enerjiye yatırımlarının bir parçası olsa da, ülke halen yoğun kömür kullanımı nedeniyle dünyanın en büyük karbon salıcıları arasında yer alıyor. Ayrıca bu dev projenin yaklaşık maliyeti 1,2 trilyon yuan (yaklaşık 167,8 milyar dolar) ile Üç Boğaz Barajı’nın maliyetini aşmış durumda.
Ancak inşa edilen baraj, sadece ekonomik ve çevresel değil, jeopolitik gerginlikleri de beraberinde getiriyor. Çünkü Yarlung Tsangpo Nehri, Hindistan ve Bangladeş’e doğru Brahmaputra ismiyle akmaya devam ediyor. Bu ülkeler, nehrin debisinde yaşanabilecek değişimlerin su güvenliklerini tehlikeye atabileceğini vurguluyor.
İklim değişikliğinin etkisiyle kuraklıkların artması, dünyada su kaynaklarını daha da kritik hale getiriyor. 2018’de yapılan bir çalışmada, Hindistan-Çin sınırındaki Brahmaputra Nehri olası “su savaşlarının” yaşanabileceği bölgeler arasında gösterilmişti.
Bu gelişme, dünya genelinde su kontrolü ve yönetiminin önümüzdeki yıllarda daha büyük çatışmalara yol açabileceğine dair endişeleri de beraberinde getiriyor.